Atlıkarınca

Annemle bu hafta sonu havanın iyi olmasını fırsat bilip Ankara’yı gezmeye çıktık. Gençlik Parkı’nın havaların iyileşmesi ile birlikte açıldığını biliyordum o nedenle oraya gittik. Annem üniversitedeyken babamla buraya geldiklerini ve gölde kayık çektiklerini anlattı. Nereden baksanız 30 sene önce olmuştur bu anlattıkları. O zamandan beri ilk kez geliyordu annem Gençlik Parkı’na! Oldukça değişmiş olduğunu söyledi. Ona göre göl biraz daralmış. Tabi ben eski halini bilmediğim için bir yorumda bulunamadım. Sonra lunapark kısmına girdik. Her zamanki gibi ışıl ışıldı. Ben de annem de aşırı hızlı aletlere binemediğimizden dönme dolaba binip panoramik Ankara turu atmayı tercih ettik. Aşağı indiğimizde aklıma babamla çok küçükken yaşadığım bir anı belirdi birden. Afyon’un Çay ilçesinde yaşarken (ben çok küçükken yani) Çay’a gezici lunapark gelmişti. Şimdilerde benim de ortaokul altıncı sınıfı okuduğum Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nun bulunduğu boş araziye kurulmuştu bu gezici lunapark. Orada çarpışan arabalara binmeyi çok severdim. Küçük olduğum için de babamın kucağına otururdum hayal meyal hatırladığım kadarıyla. Yine yanılmıyorsam ilk gondola da o lunaparkta bindim. Zaten o zamandan beri gondola binmiyorum! Anıyı hatırlamamın sebebi sanırım klasik lunapark oyuncaklarının hiç değişmemesi ve her tarafın her zaman rengarenk oluşu. Umarım bu tip lunaparklar hiç bitmez de ben de ileride çocuğumun elini tutup buraya getirebilirim diye içimden geçirdim nereden geldiyse! (Hayır Disneyland gibi lunaparklar değil bu lunaparklardan istiyorum, evet.)

Send a Comment

Your email address will not be published.