Noel’in Başkenti Strazburg ve Küçük Kardeş Colmar

Bazı şehirlerin ve içinde yaşayan insanların şanslı olduğunu düşünüyorum. Kalemle çizilmiş gibi güzel evler, kanallardan akan su, görkemli şehir meydanı ve yıllar içerisinde oluşturdukları kültürle insanı kendine hayran bırakan bu tip şehirlerde yaşamak insanı rahatlatsa gerek.

Fransa’nın kuzey doğusunda yer alan Strazburg ve hemen yakınındaki küçük kardeşi Colmar işte bu tip şehirlerden.

Strazburg Avrupa’nın Noel başkenti olarak biliniyor. Noel öncesinde kurulan pazar ve panayırın güzelliğiyle nam salmış bir şehir. Şehirde bulunan Strazburg Üniversitesi sayesinde şehirde her zaman genç insanları görmek mümkün. Gece hayatı da buna dayalı olarak çok hareketli. Üniversitede dönem bittiğinde ise şehirde sadece emekliler ve şehri gezmeye gelen turistler kalıyor. Gece hayatı ile ilgileniyorsanız üniversitenin açık olduğu bir dönemi tercih etmenizi öneririm.

Eğer arabayla seyahat ediyorsanız kent meydanı veya eski şehir olarak adlandırılabilecek tarihi merkezin civarında çok fazla park yeri olmadığını ve araçla hareket etmenin o kadar kolay olmadığını söylemeliyim. Tavsiyem biraz daha dış halkada yer alan otoparklardan birini tercih ederek kent meydanına yürüyerek gitmeniz. Zaten yol buyunca birbirinden güzel Alsas evleri ve kanallar size eşlik edecek. Ayrıca Strazburg’un sokak aralarına saklanmış kahvecilerini, krepçilerini ve butiklerini keşfetmenin en iyi yolu sokak sokak gezmek ve kaybolmak.

Kent meydanına geldiğinizde karşınıza devasa bir katedral çıkıyor. Notre-Dame Katedrali 142 metrelik boyu ve Gotik mimarisi ile kendine hayran bırakacak cinsten. Giriş için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmiyor ancak bazen uzun kuyruklar olaşabiliyor. İçeride sessiz olmanız ve flaş ile fotoğraf çekmemeniz gerekiyor. Katedralin görülmeye değer yanlarından biri de içinde bulunan astronomi saati. Saatin şaşırtan yanı saatin yanında ayın günleri, güneş sistemi modeli, ay ve güneş tutulmaları gibi bir çok şeyi gösterebilmesi ve bu mekanik saatin 18. yüzyılda yapılmış olması. O zamanki insanların gökbilimi konusundaki bilgisi ve teknik becerileri şaşırtıcı.

Strazburgda kısa bir süre bulunacaksanız ve etrafı görmek istiyorsanız katedralin hemen yanından kalkan mini trene binebilirsiniz. Bu trende kulaklıklardan şehrin tarihini dinlerken bir yandan da Strazburg’un mükemmel manzaralarını fotoğraflayabilirsiniz. Tren kış sezonunda faaliyet göstermiyor.

Strazburgu iki kez ziyaret etme şansı buldum biri baharda biri Aralık sonunda yılbaşında. Eğer yılbaşı gibi önemli günleri Strazburg’da bir geçirmek istiyorsanız planlamanızı mutlaka önceden yapmalısınız. Popüler restoranların zaten saymıyorum ancak hemen her restoran haftalar öncesinden bu gibi geceler için rezerve ediliyor. Yılbaşı yemeğini yediğimiz restoran eski kent meydanında bulunan Alsas tarzı tuğla-ahşap karışık bir konakta bulunuyordu. Yılbaşı dahi olsa fiyatlar makul ve herhangi bir farklılaştırma yapılmıyor. Yediğimize göre normal bir hesap ödediğimizi söyleyebilirim. Yine de siz rezervasyonunuzu yaptırırken fix menülerinin fiyatını önceden öğrenin.

Bununla birlikte buraya dolu dolu 1 gün ayırdığınızda çoğu şeyi görmenize yeteceğini düşünüyorum. İkinci gün gezecek farklı bir şey bulamayabilirsiniz. Şehir aslında eski kent meydanından ibaret değil dışarıya açıldığınızda modern Strazburg başlıyor ancak burada daha çok  üniversiteler, hastaneler, yeni yapılan evler vs. bulunuyor gezmeye değer bir şey olmadığını düşünüyorum.

Umarım Strazburg’u görme şansınız olur ve umarım canlı bir zamanına denk gelirsiniz!

Colmar

Gelelim Colmar’a.

Colmar, Strazburg’un 70 km kadar güneyinde yer alan çok daha küçük bir şehir. Strazburg’un küçük kardeşi. Ama hani hep küçük kardeş daha tatlı olur ya tıpkı onun gibi çok daha şirin bir şehir burası. 

Şehrin benim için bir önemi daha var ki o da sevgili eşime evlenme teklifi yaptığım yer olması. Daha romantik bir manzara olamazdı en azından bizim için! 🙂

Ancak küçük deyip geçmeyin bu şehirdeki tam 68 restoran Michelin rehberinde yer alıyor ve üç tanesi de iki Michelin yıldızlı. Bu restoranların çoğu akşam servisinde tıklım tıklım dolu. Rezervasyon yapmadan bir yemek yemeyi planlıyorsanız standart yemek yapan restoranlara kalmanız kuvvetle muhtemel.

Elbette bu şehrin ambiyansı da ortasından geçen kanaldan ve bu kanal etrafında kurulan güzel kafelerden restoranlardan geçiyor. Buna bir de Alsas evleri ve camlarına koydukları saksılar içerisindeki rengarenk çiçekler de eşlik edince seyir zevki bir hayli artıyor.

Colmar’a da bir gün ayırmanız yeterli olacaktır. Ancak “yukarıdaki restoranlarda tadım menüsü alacağız akşam yemeğimiz 2-3 saat sürecek” diyorsanız geceyi Colmar’ın otellerinde geçirebilirsiniz elbette. Öğlen atıştırmalığı olarak etrafta bolca bulunan Flammkuchen’lardan (fılamkuhın) yiyebilirsiniz. Bizim pide ile lahmacun arası bir şeye denk geliyor. Almanların Alsas bölgesine etkisi olsa gerek. Son olarak şehri terketmeden binbir çeşit çikolataya doymak ve gerçek sıcak çikolata içmek için Le Comptoir de Mathilde’i ziyaret etmeyi es geçmeyin. (Hindistan cevizli beyaz çikolatayı da mutlaka denemelisiniz!)

Üstte sebzeli flammkuchen altta mantarlı pizza.

Umarım Colmar da gezi rotanızda yer alır ve burayı çok beğenirsiniz!

Send a Comment

Your email address will not be published.